top of page

Ortopedik Bilgiler

DİZ PROTEZİ

Diz osteoartritinin ileri evresinin tedavisi diz protezi ameliyatıdır. Diz osteoartriti kıkırdak ile birlikte eklemi oluşturan tüm bileşenlerin aşınmasını ifade eder. Osteoartroz, artroz, kireçlenme, sıvı azalması olarak da anılabilir. Nedeni hakkında birçok teori olması yanında genetik yatkınlık üzerine çevresel etkenler sorumlu tutulmaktadır. Erken evrelerinde ağrılı dönemler şeklinde seyrederken hastalığın ilerlemesi ile ağrının süresi ve şiddeti artmaktadır. İleri evrelerde ise diz ağrısı süreklilik kazanmakta, yürüme dışında da geceleri dahi ağrı devam etmekte ve yürüme süresini kısıtlamaktadır. Tanıda, özellikle ileri evrelerde sadece röntgen filmleri yeterli olmaktadır. Ancak erken evrelerde diğer diz ağrısı nedenlerinden ayırt edebilmek için MR gibi daha ileri görüntüleme yöntemleri gerekli olabilmektedir. Dizde osteoartriti olan kişilerde bel, kalça, ayak bileği ve elde de olma ihtimali fazladır. Özellikle bel ve kalça kaynaklı ağrıların ayırt edilmesi tedavinin başarısı için önemlidir. Osteoartritin erken evrelerinde kilo verme, hareket modifikasyonları, fizik tedavi gibi yöntemler şikâyetleri azaltabilir. Daha ileri evrelerde diz içi enjeksiyonlar fayda verebilir. Bunlara rağmen devam eden şiddetli ağrılarda, yürüme mesafesi azalmış ve ağrı süreklilik kazanmış ise diz protezi gereksinimi ortaya çıkar. Diz protezi ameliyatı eklem yüzeylerinin ve menisküslerin çıkarılarak yerine eklem yüzeyinin metal bir protez ile kaplanması ile yapılmaktadır. Eklemin karşılıklı iki metal yüzeyinin arasına ise polietilenden imal edilmiş sürtünmeye dayanıklı bir malzeme yerleştirilir. Bazı hastalarda diz kapağının arkasına da bir polietilen protez bileşeni eklenebilmektedir. Protezler eklem yüzeylerine kemik çimentosu adı verilen, diş tedavilerinde de sıklıkla kullanılmakta olan, akrilik tabanlı bir polimer ile yapıştırılır. Protez yapıldığı andan itibaren yük taşımaya dayanıklıdır. Bu nedenle erken dönemde hasta üzerine basabilir. Ancak ağrılı bir ameliyat sonrası dönemi vardır ve ağrı kontrolü hasta konforu açısından önemlidir. Şikâyetleri sadece diz kaynaklı olan hastalarda yüz güldürücü sonuçlar vermekle birlikte ek ağrı kaynakları varlığında hastaların rahatlama oranları beklentilerinin altında kalabilir. Ameliyatın en önemli erken komplikasyonları enfeksiyon ve pıhtı oluşmasıdır. Enfeksiyon oranı hastaneye göre değişmekle beraber % 1 – 5 arası kabul edilebilir aralıktır. Enfeksiyonların önemli bir kısmı tedaviye dirençli olup protez çıkarılarak tedavi edilmesi ve sonrasında tekrar protez uygulanması gerekebilir. Geç dönemde ise en önemli komplikasyon aşınmadır. Normal şartlarda protezin 15 -20 yıldan önce aşınması beklenmezken yeni protezlerde bu sürenin daha uzun olması beklenmektedir. Ancak çeşitli nedenlerle protezin zarar görmesi erken aşınmaya neden olabilir.

 

KALÇA PROTEZİ

Kalça protezi kalçada gelişen aşınmanın ileri evrelerinde yapılan bir cerrahi tedavidir. Kalça ekleminin aşınması kalça gelişme geriliği, çıkığı, geçirilmiş kırık ya da enfeksiyon, kanlanma bozukluğu ya da romatizmal hastalıklar sonucu olabileceği gibi başka bir etken bulunmaksızın kendiliğinden de gelişebilir. Erken evrelerinde dönemler şeklinde ağrı yaparken ileri evrelerde sürekli ağrı yapması beklenir. Ağrı özellikle kasık bölgesi yerleşimli olup dize kadar inebilir. Bazen arka tarafta kalçanın arkasında yerleşimli olabilmektedir, ancak topuğa kadar inen ağrılarda omurga kökenli ağrının araştırılması gerekir. Kalçadaki aşınma, osteoartrit, sıvı azalması ya da kireçlenme gibi isimlerle de anılmaktadır. Erken ve orta evrelerde kilo verme, fizik tedavi, istirahat, ilaç tedavisi ağrıların azaltılmasında faydalı olabilir. Ancak 100 metre dahi ağrısız yürüyemeyecek hale gelindiğinde ve geceleri dahi yürümez iken ağrı mevcut olduğunda kalça protezi gereksinimi ortaya çıkmaktadır. Kalça protezi ameliyatında kalçanın topuz kısmı çıkarılır. Yuva kısmı ve kemik iç boşluğu hazırlanarak metal protez yerleştirilir. Kalça topuzu ile yuva kısmının arasına polietilen yapıda bir parça yerleştirilir ki sürtünme burada meydana gelir. Kalçanın baş kısmı hastanın yaşına göre metal ya da porselen olabilir. Hasta ameliyattan kısa süre sonra genellikle ayağa kaldırılabilir ve üzerine yük vererek yürüyebilir. Ağrı kaynağı sadece kalça olan hastalar bu ameliyattan çok fayda görürken, ek ağrı kaynaklarının varlığı rahatlama oranını etkileyebilir. Ameliyatın en önemli komplikasyonları enfeksiyon (mikrop kapma), pıhtı oluşması ve kalça çıkığıdır. Enfeksiyon tedaviye dirençli olup ek ameliyatlar gerektirme ihtimali mevcuttur. Çıkık durumunda ise bir süre yatak istirahati ya da revizyon ameliyatı gerekebilmektedir.

 

MENİSKÜS YIRTIĞI

Menisküsler her dizde iki adet bulunan, eklem yüzeylerinin arasına yerleşmiş yapılardır. Gençlerde ani diz burkulmaları, spor yaralanmaları ya da trafik kazaları sonucu yırtılabilmekte iken daha ileri yaşlarda belirgin bir zorlanma olmaksızın aşınarak kendiliğinden dahi yırtılabilmektedirler. Yırtık sonrası ilk birkaç hafta şiddetli ağrı yapmalarına rağmen genellikle 2 – 3 hafta içerisinde yaygın ağrı dinmekte, kişi yürüyebilir hale gelmektedir. Ancak dizin belli pozisyonlara gelmesi ile bıçak saplanır tarzda ani ağrıya neden olabilmektedirler. Menisküs yırtıklarında ağrının yanında takılma kilitlenme gibi şikâyetler de olabilmektedir. Menisküs yırtıklarının bir kısmı kendiliğinden iyileşebilmektedir. Ancak hangi yırtıkların iyileşme olasılığının yüksek olduğunu önceden belirlemek mümkün olmadığından, kilitli diz hariç diğer durumlarda, tüm menisküs yırtıkları kendiliğinden iyileşebilir ihtimali olduğunu farz ederek bir süre cerrahi olmayan tedavi uygulamak gerekir. Bu tedavi kas egzersizleri ve ek yaralanmadan kaçınma şeklindedir. Ancak beklenen iyileşme olmadığında cerrahi tedavi gereksinimi ortaya çıkar. Menisküs yırtığının standart tedavisi artroskopik kısmi menisküs tıraşlanmasıdır. Özellikle genç hastaların, erken dönem cerrahilerinde yırtık uzanımı ve yerleşimi uygun ise menisküs onarımı yapılabilir. Diğer durumlarda dizin içerisi bir kamera yardımı ile görüntülenir ve menisküsün yırtık kısmı tıraşlanır. Onarım yapılmayan durumlarda hasta hemen ayağa kalkarak yük verebilir. Kapalı bir ameliyat olduğundan ameliyat sonrası dönem de nispeten rahattır.

 

ÖN ÇAPRAZ BAĞ YIRTIĞI

Dizin içerisinde 4 adet önemli bağ vardır: Ön ve arka çapraz, iç ve dış yan bağlar. Bu bağların içerisinde en sık yaralanan ön çapraz bağdır. Ön çapraz bağ dizin altındaki kemiğin öne doğru kaymasını engeller. Bu bağın yaralanması ile kişide dizin öne doğru kayması, dizde boşluk ve güvensizlik hisleri ortaya çıkar. Kişi genellikle yaralanma sırasında dizinde bir şeyin koptuğunu hisseder. İlk birkaç saatte dizde şişlik meydana gelir. Önceleri üzerine basmakla şiddetli ağrı olurken, birkaç hafta içerisinde ağrı ve şişlik geçer, hareketler serbestleşir ve boşluk ya da kayma hissi kalır. Ağrının devam etmesi menisküs yırtığı gibi ek yaralanmalar varlığına işaret eder. 40 yaş altı, fiziksel olarak aktif hastalarda bağın rekonstrüksiyonu gerekir. Bağın onarımı mümkün değildir. Bunun yerine vücuttan başka tendonlar alınarak yeni bağ yapılır. Ameliyatın ilk üç hafta içerisinde yapılması dizde hareket kısıtlılığı ile sonuçlanma ihtimali yüksek olduğundan önerilmez. Yeni bağ yapmak amacıyla kullanılabilecek dokuların başında dizin iç tarafından kalçanın iç tarafına doğru uzanan hamstring adı verilen tendonlar gelir ki bunların alınması belirgin işlev kaybına neden olmamaktadır. Alternatif olarak diz kapağından aşağı doğru uzanan patellar tendonun orta kısmı da kullanılabilir. Ameliyat artroskopik olarak kapalı gerçekleştirilmekte ve hemen sonrasında kas kuvvetlendirme ve hareket açma egzersizlerine başlanması gerekmektedir. Ameliyat sonrası 6 hafta tam yük vermek mümkün olmayabilmektedir. Genellikle düz koşuya başlama 3 ay civarı, zorlamalı sporlara başlama ise 6 ayı bulmaktadır.

 

OMUZDA KAS YIRTIĞI

Omuz başının etrafında omzu çevirmeye yarayan 4 adet kas bulunur. Bunlardan, omzu yana doğu ilk 15 derece kaldırmaya yarayan kas bazı kişilerde köprücük kemiğinin en dış kısmında eklem yaptığı arkın altına sıkışabilmektedir. Bu hastalığa omuzda sıkışma sendromu adı verilir. Büyük bir kısımda etken üstteki kemiğin aşağı doğru eğimli olmasıdır. Ancak eğimli olmayanlarda da çeşitli nedenlerle sıkışma gerçekleşebilmektedir. Hastalık genellikle 30’lu yaşlarda başlamakta ancak bulgu vermesi daha ileri yaşları bulmaktadır. Birçok kişide bir zorlama sonucu omuz ağrısı ortaya çıkmakta ancak aradan zaman geçmesine rağmen ağrı gerilememektedir. Özellikle elin sırtta yükseltilmesi ve baş üzeri aktivitelerde ağrı daha fazla olmaktadır. Hastalığın ileri evrelerinde kas yırtılabilmekte, tam kopmalarda ise omuzu kaldırmakta problem ortaya çıkabilmektedir. Tanı ve evreleme için genellikle MR gerekmektedir. Erken evrelerde fizik tedavi ve omuz çevresi kasların kuvvetlendirilmesi faydalı olmaktadır. Buna rağmen devam eden ağrılarda omuza yapılan enjeksiyonların uzun vadeli etkileri olabilmektedir. Cerrahi dışı tedaviler başarısız olduğunda ya da kasta tam yırtık geliştiğinde cerrahi onarım gerekmektedir. Onarım için mini kemik içi dikiş vidaları gibi cihazlar yardımı ile kas yerine dikilip, devam eden sıkışmayı engellemek için ark altı kemiğin tıraşlanması yapılmaktadır. Bu işlemler artroskopik (kapalı), mini açık ya da açık gerçekleştirilebilmektedir. Ameliyat sonrası yırtık büyüklüğü ya da onarım durumuna göre erken hareket verilebilmekte ya da 6 haftaya kadar omuz kol askısında tutulabilmektedir. Uzun süre askıda tutulan omuzlarda hareket kısıtlılığı gelişebileceğinden bir süre rehabilitasyon ihtiyacı da olabilmektedir.

bottom of page